blog um 1 yaşında:)))

arkadaşlarının güllü'sü, gülseşi
ablasının adaşı
serdarın  "5 numaradaki kadın yerime arabasına bırakmış dediği " o 5 numaradaki kadın!!
sinan ve sedo nun annniş i
minik defne nin di si!!!!!! (nedense :)
yeğenlerin haluş'u

gibi çok adı ve ünvanı !!!!!!! :)))olan BEN nereden estiyse blog olayına  bi sene önce başlamışım. bir kaç gün aralıklarla aklımdan içimden geçenleri sanki arkadaşım karşımdaymışçasına yazmışım. canım arkadaşlarımdan yorum yapanlar ya da sessizce okuyanlar olmuş. öyle böyle bir sene geçmiş.

çooook çoook teşekkür ediyorum yanımda olmanıza. okumanıza.. ben fotograftaki gibi şaşkın ve neşeli:)
thank youuuuuuuuuuuuuuu all

design günah dinlemez

ekmek kırıntısı dökülse hemen toplarız . kutsaldır basılmasın diye.
ama bir design sitesinde bakın ne gördüm.

:) yorumsuz...

son gülen :)

arkada serdar. önde ben:)))


 2011 in sonunda bu bir hayal değil gerçek olabilir..


Terrafugia, the Woburn, Mass., şirketi uçan arabayı geliştirmiş. 194 bin dolar a yıllardır pilot olanların önüne şöför olarak geçmek yani son gülen olmak mümkünmüş yani....:))

çok önemli bir iş

bazı şeyler- aslında bi çok şey- çocukların dünyasında ne kadar önemli ve coşku yaratan cinsten.
onlara ders vereceğimize onlardan ders almak lazım. buyurun işte.
en önemli işlerden biri. pasta üfleme.

bu işi  sedef tek başına zaten yapamazdı. onun için üstüne heyecanla atlandı ve hakkı ile yerine getirildi.bu arada elinde çakmakla bekleyen arkadaş mum yakma rekoru kırmıştır herhalde:))

20 yıl önce

iyi ki evlenmişim. iyi ki serdar la evlenmişim. ve iyi ki sedef hayatımıza gelmiş. yüzü babasına benzeyen
Pİİİİ REEEEN SEEEE SİİİİİM bugün 20 yaşında.. beni hepiniz anlarsınız daha fazla sevemezsiniz hiç kimseyi ve hiç bi şeyi..
kollarıma 2 gün sonra gelecek ama olsun.. sarılıyorum ona .. boğuyorum öpücüklere..

babası ile mezuniyet töreninde cıvırken sedo cum:.daha doğrusu baba mutluluktan şaşırmış ve sedo da durumu idare ederken:))))

sedo okuyosan bil seni çok çok çok seviyoruz..hasretle bekliyoruz..

keşke

yazın milanoya giden varsa görmüştür.ben gitmedim. o yüzden yeni gördüm fotoğrafları ve çok hoşlandım. yazın milano da via montenonapoleone de bire bir büyüklükte fiberglas fiat 500c lere tasarımcı fabio novembre ağaçlar dikmiş. ve bunları park etmişler.  fikir güzel uygulama güzel.. biraz italyan estetik ve tasarım farkı işte!!!

keşke bizde de olsa bu zevk . nişantaşındaki yılbaşı süslemeleri bi felaket bence.. tepeden sallanan paket salkımları:(((

öneriyorum

yakında yurtdışından çocuklar gelecek.. ben de onları da düşünerek şunları öneriyorum.

1) vatan caddesi üzerinde yeni bir alışveriş merkezinin hemen yanında bir lokanta var. akdeniz hatay lokantası. oraya ailece gidin.. mezelerinden bolca (esas yemekten bence az) yiyin. biberli ekmek ve özellikle katıklı ekmek dedikleri ıspanaklı pidemsi şeyi hararetle tavsiye ediyorum.

2) karaköy lokantasının yanında maya diye bir lokantayı çokk duydum. gidemedim ama akşam bayağı pahalı gündüz ise menüsü ile uygunmuş!!!

3) beyoğlunda hala oynuyor. çoğunluk-majority filmine gidin birlikte. türk sinemasında yeni neler oluyor görsünler. gurur duyacakları bir fırsat olur onlara diye düşündüm:)

4) onlar zaten hemen keşfeder orayı . ben de yemedim ama enerjisi müthiş bir yer.. limonata!! güzel bir film öncesi çok güzel bir buluşma noktası sanki.

5) ben kestaneye ba yı lı yo rummmmmm. tuzlu ve limonlu suda bekleyecek ve fırında yapılacak..ve festival kanalı 15 te güzel bir film izlerken yenecek...

bakşa? bakşa? dur aklıma gelirse yazıcam. önerileri olanlar yazsınlar lütfen:)

küçük kız.. küçük kız ..

dogum gününden bi gün önce babanisine geldi küçük kız. tam yemelikti yine:))

dilek'in rüyası

felsefe kursuna gitmiştim. orada bi dolu kadın bi sürü sorular soruyolar.allah allah bu ne biçim soru deyip duruyorum içimden ama emin de değilim.konuya yabancıyım. sonra arkadaşım dilek geldi bir dönem. o sordu. o yorum yaptı. ben:))) eh işte arkadaşım budur benim dedim. gurur duydum onunla..onunla gurur duymamın ne ilki ne sonu . şu anda da şahane bir proje ile karşımızda.resmen son onyılların projesi.
BAYILDIĞIM BİRŞEY VAR İSE DEMOKRATİKLEŞME. IKEA'NIN HERKESİN ERİŞİMİNE GÜZEL BİR ŞEY GETİRMESİ GİBİ MESELA. 
ŞİMDİ ARKADAŞIM ŞÖYLE DİYOR:


8. VE 12. SINIFLAR ARTI UNİVERSİTEYE GİREMEYENLER TOPLAM 5.2 MİLYON ÖGRENCİ DERSANEYE GİTMEK İSTİYOR. AMA SADECE 1.3 MİLYON GİDEBİLİYOR
VELİLER HERSENE KURSLARA 6 MİLYAR USD PARA ÖDÜYOR!!!!!!

ŞİMDİ ARKADAŞIM KISACA :
EN İYİ DERSANE FENBİLİMLERİNİN İÇERİĞİNİ
AYDA SADECE 10 LİRA ERİŞİMLE HALKIN KULLANIMINA SUNUYOR. HÜRRİYET VE KAVRAKOĞLU  İLE İŞBİRLİĞİ YAPARAK!!! 
DERSLER DE İNTERAKTİF VE HER TALEBENİN BİR SÜPERVİSOR U VARMIŞ!!!!

BU BİR RÜYA!!
AMA SADECE DİLEKİMİN RÜYASI DEĞİL.HEPİMİZİN RÜYASI.
ONUNLA GURUR DUYUYORUM .. BU ÜLKE BÖYLE ADIM ATACAK. HATTA SIÇRAYACAK.BUNDAN DAHA ÖNEMLİ BİR EĞİTİM KOLAYLIĞI ŞU AN DÜŞÜNEMİYORUM BİLE.


AFERİN DİLEK. AFERİN CAN. SÜPERSİNİZ!!!


PROJENİN ADI VOLTRAN.
 

salon des vins

bu paristeki salon de the dükkanını aldım.

vitrinine bu decanterlardan 3 tane koydum. içlerine de farklı şaraplar!! ( farklı renklerde)

ve bir salon des vins açtım. (hayalimde:)

içerisi cıvıl cıvıl.küçük masalar.. her masada yuvarlak tahtalar üzerinde farklı peynirler..

bu güzel bir proce değil mi?  bir sürü birbirinin benzeri kafeler yerine böyle yerler niye yok? 

pavırrrr

x bir yerde  bilinen bir kadın ile bilinen bir erkeği   gördük. ben şaşırdım. belki de erkeği tutmadığımdan kız  niye böyle bir seçim yapar ki diye şaşırdığımı belirttim. arkadaşımdan şu yorum geldi çok basit:"power"!!!!. bu kelimenin altına girince de para ve onun sağladığı konfor çıktı. 

doğuyorsun.. kısacık bir zaman sahne alıyorsun. ve ........ power ın esiri oluyorsun!!
saçma değil mi ?:(

sanat elçisi:)

olaraktan

gölge heykeller için

http://www.artsymbol.com/work/index.asp?id=32&lang=en

tombiş yüzücü için

http://www.deovies.com/

bakmanızı öneririm.

iyi ki

bizim zamanımızda ne yazıkki karınlarımız hep bol elbiseler içinde gezdirilirdi. ohh be iyi ki yeni jenerasyon rahatladı nihayet.bundan güzel bi fırsat olabilir mi karnını açmak için ? 

bence olmaz:)

bavulumdakiler

sabah saat 8.15 te 

donarak ta olsa monet sergisini görmek için kuyruğa girdiğimizin belgesidir:) çok çok güzeldi. tüm dünyadan toplanan müthiş bir koleksiyon.

louvre'un cafesine çok tavsiye üzerine gidip büyük hayal kırıklığı yaşadık. servis berbat. fonda serdar. buna da kahvaltı mı denirdi diye düşünmekte. creme cheese isteyince şaşıran garson yoğurt getirdi bize:(

veeeee vitrinler... bakarak neler öğrendim !?!!!!!

fragonard'ın vitrininden eski bir sandalyenin her tarafını enteresan bir kumaşla kaplatma fikrini çaldım.

costes'un çiçekçi vitrininden aslında tüm çiçekçilerin tamamen siyaha boyanmalarını,çiçeklerin kendini en güzel siyah fonda gösterdiğini, vazolar için bile siyahın çok güzel bir seçim olduğunu öğrendim. bu fotoğrafta yansımadan belli olmuyor ama içi simsiyahtı ve çokk güzel görünüyordu.

bayıldığım bu abajurun fiyatının 2500 euro olduğunu duyunca  onu da uzaktan sevmeyi öğrendim.

veee biraz sanat

place de vosges da dolaşırken gördüğümüz galerilerdeki işlere bayıldık. amerikalı bir sanatçı telden ağ gibi basit bir malzemeden vucutlar yapmış. ama esas numara onda değil gölgesinde..inanılmaz şekilde bir   

yansıma var.adeta gerçek.

voila

muhteşem değil mi?

bunu da çok sevdim.yine bir amerikalı sanatçının mış.( bu isimleri ilgilenenlere veririm.)

marais de buraya bayıldımmm. geç kahvaltı için mutlaka yazın bir tarafa..( rue des rosiers )

tabi ki dostum fabrice le de görüştüm sarıldım:)

bayramın ilk günü

bayramın ilk günü seyahate gitmemeli bence. havaalanları kalabalık. uçaklar pahalı. ilk günü aile günü yaptık. birlikte kahvaltı ettik. memet hoca da katıldı aile kahvaltımıza.ve dizdi bizi karşısına:))

duvardaki fotoğraf ta maziden.. annem ve kızları:).. 

bu vintage aile fotografımız..( tabi ki çook eksiklerimiz var bu fotografta )

bu da aslı

gidilmez mi?

bayram öncesi koşarak gittim.. benim adım Dİ. nedense ? bana di diyor..leopar tayt ile pilates yaptı. mall da trene bindi.ve daha neler ?!:) bayram öncesi tadımı ondan aldım..sevdim sevdim ..ama doyamadım yine de.

ben yokken

kısa bir müddet sizi bu koltuğa alayım. ben yokum. önümüzdeki hafta beğendiğim, etkilendiğim şeyler varsa paylaşmaca. zira canon g9 her daim yanımda..
zaten siz de yoksunuz.. haftaya buluşmaca !!

fotograf: www.beautifulthingstoshare.blogspot.com

sevgi ve özen

arkadaşım müberra nın oğlunun geçen gün hastanede sünnet öncesi fotoğraflamasında gözüm özellikle bu fotografa çok takıldı. sevgi  üçgeni  oluşmuş sanki burada. hiç poz vermeden. anne ve babanın özen ve şefkati çocuk üzerinde bu kadar mı güzel yansır? umarım hep böyle sevgi dolu sürer yaşamları:))

neler istiyorum

 çantası hariç aynen bu duruşu istiyorum

bu fincan da  çay içmek istiyorum

ve bu yüzüğü 

bu bisiklete binmek istiyorum .( gerçekten istanbul da nerede binilir bisiklete?)

böyle bir çiçek aranjmanı istiyorum

 veee yatak başında böyle aynalar asılı olan yazlık bir ev istiyorum.

belki yarın istemem ama şu an beautifulthingstoshare.blogspot.com u gezerken bunları ister buldum kendimi:)

ne güzeldi :)

ankara'dan arzum geldi.
münich ten incim.
tansımm,ayşenimm,selminimm,dilekimmm, melikemm
dr.sevilim bebelerinden koşup yorgun, argın
semoşumm hiç bir şeye gelemezken
hepsi oradaydı.
38 yıllıklarımın üstüne 8-10 yıllıklarım da geldi.
sibo'mm, yeni dr. zerrinimm ve de izmir den direkt kaynaşmaca sada'cım
çok gülündü. çok şakalaşıldı.
bir tane fotograf yok bende. ağır makinemi bütün gün taşıdım.içine kart koymadan:((
gönderin fotolarııııı.
eve gelince mailimde sedo nun en tatlı mesajı:))..
thank you all, you made me very happy

en sevdiğim şarkı

bugünlerde nedense en sevdiğim şarkı şu:
sezen aksu ve kutlama


nedense?:)

http://www.dailymotion.com/video/x6zomp_sezen-aksu-kutlama-hamyumcom_music

te dinleyebilirsiniz.

eski bir hikaye

sabah bilgisayarımı açtım ve gözüm desktopumda ki bu fotografa takıldı.bakın hikayesi ne?

bu fotografta hindistandayız .. bize sarılan beyin ismi arvind banavalikar. 1982 senesinden kalan bir tanışıklığın uzantısı.
notre dame universitesinde master yapıyorum. serdar la yeni tanışmışız.ayrılıp gelmişim.çok mutsuzum. karşıma çokk tatlı çokkk güzel ve çok akıllı bir hintli genç kız sujata çıkıyor. onun da çoook yakışıklı bir arkadaşı var. amerikada okuyor. biz onunla iki kızkardeş oluveriyoruz hemen.birlikte eve çıkıyoruz.her an beraber geziyoruz. ben istanbula donüyorum.evleniyorum.o hindistanda evleniyor.san francisco day yaşıyor.biz onlara çift olarak gidiyoruz:) onlar bize öyle. türkiye nin kıyılarını geziyoruz. şahane tatiller.  biz onlara yine gideceğiz ya da onlar gelecekler. olmuyor.
sujata çok hızlı bir şekilde ilerleyen hastalığı ile çok genç yaşta aramızdan ayrılıyor.
ailesi muhteşem bir aile. babanesi amerikada üniversite de doktora yapmıştı sanırım. ben ailesine telefonla ulaşıp , üzüntülerimi........
onlar beni kızlarının gül'ü olarak biliyorlar.uzaktan seviyorlar. bir kez campusta kısa bir görüşümüşlüğümüz var. ama sujata nın gülü onların da sanki.
yıllar yıllaaaar sonra hindistana giderken babasına ulaşıyorum. hemen buluşuyoruz. bize müthiş bir evsahipliği..bu kez arzuşa da benim kadar samimi davraniyor.
müthiş entellektüel bir insan.kitap yazıyor.konferanslar veriyor. eşini sujata dan bir yıl sonra aynı gün kaybetmiş.ama çok sağlam dimdik duruyor. genç bir havası var .
ikinci hindistan gezisinde yine buluşuyor ve sarılıyoruz.
işte yukarıdaki fotonun hikayesi.

tahta saatim:))

sedo saatime kondu. saatsiz kaldım. bakınıyorum. böyle güzel bir saat alayım diye. ama seçemedim.zaten çok pahalılar. neyse öyle kaldı..sonra benim şu meşhur pinterest sitemde birden karşıma bu saat çıktı. ilk bakışta aşk..hemen internetten ısmarlandı. eco friendly saat miş. italya floransa da doğmuş. artizan bir tarafı olmasın rağmen de gayet ucuz. ben bayıldım. sedo skype ta gördü.hımmm güzelmiş ben gelince alıyım onu senden dedi. döndük başa:))))

hayalimde

hayalimde yazlık bir ev canlandırdım. ve onu döşedim.ne benim bu  ev manyaklığım?!!

olsun hayali bile güzel!! işte burada .buyurun. gelin oturun. hemen çay yapıp geliyorum:)

uyumak haram

İstanbul gibi bir şehirde uyumak haram gerçekten. bi sabah tesadüfen erken kalk . biraz etrafına bakın. mutlaka bi şey var. çok olağan olmayan. bu sabah gibi. İstanbul'u sevmemek mümkün değil..

sevdiğin insanla

nil karaibrahimgil'in çok güzel yazıları oluyor kelebekte. bir kez şunu yazmıştı.sevdiğin insanlarla sevdiğin işi yapacaksın. ve anlatmış öyküsünü. her konserinin her turnenin onun için nasıl zevkli geçtiğini.

ben de buna çok inanıyorum.hafta sonu mehmetle didim de tekne fotoğraflaması yaparken sabah gün doğumunda sabah ayazında hızla giden teknenin arkasındaki zodyakta ikimiz dipdibe oturmuşuz. hem üşümemeye hem düşmemeye çabalarken fotoğraf çekmeye çalışıyoruz. ama ikimiz de nasıl mutluyuz..

mehmet yukarıda fenerde.. gulsereeeeen diye çağırıyor.hava buz..

 

burada da dekor yiyoruz.sabah kahvaltı çekimi için hazırlanan sofra bize kaldı.. dekor yiyicileri yine çok mutlu:))

biz de memetle iyi anlaşıyoruz..yani sevdiğiniz bir  insanla sevdiğiniz bir işi yapmak kısaca çok güzel bi şey..paylaşmaca:)

bu kez fotoğraflarla

dün video çok düşük yüklendi olmadı.o zaman fotoğraflar gelsin:)

 beymenciler dokunmuşlar ..plastik yerine doğal ve güzel olanla..

  hem iş yapmasın hem keyif almasını biliyorlar

 ev sahipleri muhteşem.. en doğal en içten en eğlenceli olmayı bukadar içselleştiren azdır ya da yoktur!!!

ddaha paylaşacaklar var ama sonra !!:)
ay ama şunu sormadan gitmiyim ..hangisi daha yakışıklı?

Ferhan Özpetek'e çağrı

Türkiye de film çekmeli. Ayvalıkta. Zeytin Hasatını bahane etmeli. Misafirperverliğin en içten gelenin kitabını yazacak ailenin bahçesini set olarak seçmeli. Sofralar, şahane yemekler, altın rengi bir sıvı onun kamerasından şölen nedir göstermeli bize!

bu haftasonu beymenciler zeytin hasatına el atmışlar. gülden geçen sene plastik sandalye ve örtüye şaşırmış.patronuna söyleyince "hadi biz yapalım" fikri çıkmış. ayvalıklılar da  her koşulda sahip çıkmış şenliğine. zımba gibi bandosu:), biz bu makineden daha güzel topluyoz diyen köylü kadınları, yaşlısı genci herkes katılmış şenliğe.aralarda minderler, bağırmayan tatlı dokunuşlarla  beymenciler kendi o özel duruşlarını yansıtmışlar. bana seyretmek, eğlenmek, hiç içmeden sandalye tepesinde dans etmek arada da fotoğraf çekmek düştü. paylaşma telaşından video nun sonu kısa kaldı ama düzelticemmm onu da!!

voila!

Anlatacaklarim var

Fotograflarla ... Pek yakinda:) ilk firsatta paylasmaca

sevmek nedir?

bir vazosun. çiçeklerle dolmak istiyorsun. çiçekler sevdiklerin. şahane bir görüntü..
ama bazen vazo aniden çatlıyor.. çiçek koyma peşinde olmayabiliyorsun. öyle çatlaklarınla kalmak istiyorsun. sevenler için o çatlaktan girmeye kalıyor iş. çok ta gerekli değil belki ama öyle zamanlarda tek yol da o.
aslında o süreçte kimseyi yargılamıyorsun ama yargılanmak ta çok ağır geliyor.

sonuçta sorunun cevabı sanırım vazgeçmemek..

ps.image- florabellacollection

hayal ediyorum

arkadaşlarımın kızlarını bu kareye koyup hayal ediyorum. yok oğulları da atlamak yok:)!! ben çekiyorum..anne arkadaşım arkada gözlerini siliyor..

hadi bakalım ilk kim giriyor kareye heyecanla bekliyorum:)

Www.davidtutera.com

Asagidaki keki nereden post ettigimi yazmayi unutmustum. Nolur bir bos zamaninizda bu adrese girip amerika da cok meshur event planner olan bu kisinin davet suslemelerine bir bakin. Ne gariban bi cagda evlendik biz ya:((((


Ps.event photos veya videos bakin

az görülen

dolapların içinin duvar kağıdı ile kaplanması
    

 pastanızın üstünün kelebeklerle donatılması

ikisi de eğlenceli oysa değil mi?:)