Etiketler

30 Kasım 2010 Salı

salon des vins

bu paristeki salon de the dükkanını aldım.
vitrinine bu decanterlardan 3 tane koydum. içlerine de farklı şaraplar!! ( farklı renklerde)
ve bir salon des vins açtım. (hayalimde:)
içerisi cıvıl cıvıl.küçük masalar.. her masada yuvarlak tahtalar üzerinde farklı peynirler..
bu güzel bir proce değil mi?  bir sürü birbirinin benzeri kafeler yerine böyle yerler niye yok? 

25 Kasım 2010 Perşembe

pavırrrr

x bir yerde  bilinen bir kadın ile bilinen bir erkeği   gördük. ben şaşırdım. belki de erkeği tutmadığımdan kız  niye böyle bir seçim yapar ki diye şaşırdığımı belirttim. arkadaşımdan şu yorum geldi çok basit:"power"!!!!. bu kelimenin altına girince de para ve onun sağladığı konfor çıktı. 


doğuyorsun.. kısacık bir zaman sahne alıyorsun. ve ........ power ın esiri oluyorsun!!
saçma değil mi ?:(

23 Kasım 2010 Salı

sanat elçisi:)

olaraktan

gölge heykeller için

http://www.artsymbol.com/work/index.asp?id=32&lang=en

tombiş yüzücü için

http://www.deovies.com/

bakmanızı öneririm.

iyi ki

bizim zamanımızda ne yazıkki karınlarımız hep bol elbiseler içinde gezdirilirdi. ohh be iyi ki yeni jenerasyon rahatladı nihayet.bundan güzel bi fırsat olabilir mi karnını açmak için ? 
bence olmaz:)

22 Kasım 2010 Pazartesi

bavulumdakiler



sabah saat 8.15 te 





donarak ta olsa monet sergisini görmek için kuyruğa girdiğimizin belgesidir:) çok çok güzeldi. tüm dünyadan toplanan müthiş bir koleksiyon.


louvre'un cafesine çok tavsiye üzerine gidip büyük hayal kırıklığı yaşadık. servis berbat. fonda serdar. buna da kahvaltı mı denirdi diye düşünmekte. creme cheese isteyince şaşıran garson yoğurt getirdi bize:(

veeeee vitrinler... bakarak neler öğrendim !?!!!!!
fragonard'ın vitrininden eski bir sandalyenin her tarafını enteresan bir kumaşla kaplatma fikrini çaldım.

costes'un çiçekçi vitrininden aslında tüm çiçekçilerin tamamen siyaha boyanmalarını,çiçeklerin kendini en güzel siyah fonda gösterdiğini, vazolar için bile siyahın çok güzel bir seçim olduğunu öğrendim. bu fotoğrafta yansımadan belli olmuyor ama içi simsiyahtı ve çokk güzel görünüyordu.

bayıldığım bu abajurun fiyatının 2500 euro olduğunu duyunca  onu da uzaktan sevmeyi öğrendim.

veee biraz sanat

place de vosges da dolaşırken gördüğümüz galerilerdeki işlere bayıldık. amerikalı bir sanatçı telden ağ gibi basit bir malzemeden vucutlar yapmış. ama esas numara onda değil gölgesinde..inanılmaz şekilde bir   
yansıma var.adeta gerçek.

voila




muhteşem değil mi?

bunu da çok sevdim.yine bir amerikalı sanatçının mış.( bu isimleri ilgilenenlere veririm.)

marais de buraya bayıldımmm. geç kahvaltı için mutlaka yazın bir tarafa..( rue des rosiers )

tabi ki dostum fabrice le de görüştüm sarıldım:)


bayramın ilk günü

bayramın ilk günü seyahate gitmemeli bence. havaalanları kalabalık. uçaklar pahalı. ilk günü aile günü yaptık. birlikte kahvaltı ettik. memet hoca da katıldı aile kahvaltımıza.ve dizdi bizi karşısına:))
duvardaki fotoğraf ta maziden.. annem ve kızları:).. 

bu vintage aile fotografımız..( tabi ki çook eksiklerimiz var bu fotografta )

bu da aslı

21 Kasım 2010 Pazar

gidilmez mi?

bayram öncesi koşarak gittim.. benim adım Dİ. nedense ? bana di diyor..leopar tayt ile pilates yaptı. mall da trene bindi.ve daha neler ?!:) bayram öncesi tadımı ondan aldım..sevdim sevdim ..ama doyamadım yine de.

17 Kasım 2010 Çarşamba

ben yokken



kısa bir müddet sizi bu koltuğa alayım. ben yokum. önümüzdeki hafta beğendiğim, etkilendiğim şeyler varsa paylaşmaca. zira canon g9 her daim yanımda..
zaten siz de yoksunuz.. haftaya buluşmaca !!

fotograf: www.beautifulthingstoshare.blogspot.com

sevgi ve özen

arkadaşım müberra nın oğlunun geçen gün hastanede sünnet öncesi fotoğraflamasında gözüm özellikle bu fotografa çok takıldı. sevgi  üçgeni  oluşmuş sanki burada. hiç poz vermeden. anne ve babanın özen ve şefkati çocuk üzerinde bu kadar mı güzel yansır? umarım hep böyle sevgi dolu sürer yaşamları:))

16 Kasım 2010 Salı

neler istiyorum


 çantası hariç aynen bu duruşu istiyorum


bu fincan da  çay içmek istiyorum
ve bu yüzüğü 
bu bisiklete binmek istiyorum .( gerçekten istanbul da nerede binilir bisiklete?)
böyle bir çiçek aranjmanı istiyorum

 veee yatak başında böyle aynalar asılı olan yazlık bir ev istiyorum.

belki yarın istemem ama şu an beautifulthingstoshare.blogspot.com u gezerken bunları ister buldum kendimi:)

11 Kasım 2010 Perşembe

ne güzeldi :)

ankara'dan arzum geldi.
münich ten incim.
tansımm,ayşenimm,selminimm,dilekimmm, melikemm
dr.sevilim bebelerinden koşup yorgun, argın
semoşumm hiç bir şeye gelemezken
hepsi oradaydı.
38 yıllıklarımın üstüne 8-10 yıllıklarım da geldi.
sibo'mm, yeni dr. zerrinimm ve de izmir den direkt kaynaşmaca sada'cım
çok gülündü. çok şakalaşıldı.
bir tane fotograf yok bende. ağır makinemi bütün gün taşıdım.içine kart koymadan:((
gönderin fotolarııııı.
eve gelince mailimde sedo nun en tatlı mesajı:))..
thank you all, you made me very happy

8 Kasım 2010 Pazartesi

en sevdiğim şarkı

bugünlerde nedense en sevdiğim şarkı şu:
sezen aksu ve kutlama


nedense?:)


http://www.dailymotion.com/video/x6zomp_sezen-aksu-kutlama-hamyumcom_music
te dinleyebilirsiniz.

eski bir hikaye

sabah bilgisayarımı açtım ve gözüm desktopumda ki bu fotografa takıldı.bakın hikayesi ne?

bu fotografta hindistandayız .. bize sarılan beyin ismi arvind banavalikar. 1982 senesinden kalan bir tanışıklığın uzantısı.
notre dame universitesinde master yapıyorum. serdar la yeni tanışmışız.ayrılıp gelmişim.çok mutsuzum. karşıma çokk tatlı çokkk güzel ve çok akıllı bir hintli genç kız sujata çıkıyor. onun da çoook yakışıklı bir arkadaşı var. amerikada okuyor. biz onunla iki kızkardeş oluveriyoruz hemen.birlikte eve çıkıyoruz.her an beraber geziyoruz. ben istanbula donüyorum.evleniyorum.o hindistanda evleniyor.san francisco day yaşıyor.biz onlara çift olarak gidiyoruz:) onlar bize öyle. türkiye nin kıyılarını geziyoruz. şahane tatiller.  biz onlara yine gideceğiz ya da onlar gelecekler. olmuyor.
sujata çok hızlı bir şekilde ilerleyen hastalığı ile çok genç yaşta aramızdan ayrılıyor.
ailesi muhteşem bir aile. babanesi amerikada üniversite de doktora yapmıştı sanırım. ben ailesine telefonla ulaşıp , üzüntülerimi........
onlar beni kızlarının gül'ü olarak biliyorlar.uzaktan seviyorlar. bir kez campusta kısa bir görüşümüşlüğümüz var. ama sujata nın gülü onların da sanki.
yıllar yıllaaaar sonra hindistana giderken babasına ulaşıyorum. hemen buluşuyoruz. bize müthiş bir evsahipliği..bu kez arzuşa da benim kadar samimi davraniyor.
müthiş entellektüel bir insan.kitap yazıyor.konferanslar veriyor. eşini sujata dan bir yıl sonra aynı gün kaybetmiş.ama çok sağlam dimdik duruyor. genç bir havası var .
ikinci hindistan gezisinde yine buluşuyor ve sarılıyoruz.
işte yukarıdaki fotonun hikayesi.

7 Kasım 2010 Pazar

tahta saatim:))


sedo saatime kondu. saatsiz kaldım. bakınıyorum. böyle güzel bir saat alayım diye. ama seçemedim.zaten çok pahalılar. neyse öyle kaldı..sonra benim şu meşhur pinterest sitemde birden karşıma bu saat çıktı. ilk bakışta aşk..hemen internetten ısmarlandı. eco friendly saat miş. italya floransa da doğmuş. artizan bir tarafı olmasın rağmen de gayet ucuz. ben bayıldım. sedo skype ta gördü.hımmm güzelmiş ben gelince alıyım onu senden dedi. döndük başa:))))




3 Kasım 2010 Çarşamba

hayalimde

hayalimde yazlık bir ev canlandırdım. ve onu döşedim.ne benim bu  ev manyaklığım?!!

olsun hayali bile güzel!! işte burada .buyurun. gelin oturun. hemen çay yapıp geliyorum:)

uyumak haram

İstanbul gibi bir şehirde uyumak haram gerçekten. bi sabah tesadüfen erken kalk . biraz etrafına bakın. mutlaka bi şey var. çok olağan olmayan. bu sabah gibi. İstanbul'u sevmemek mümkün değil..

1 Kasım 2010 Pazartesi

sevdiğin insanla

nil karaibrahimgil'in çok güzel yazıları oluyor kelebekte. bir kez şunu yazmıştı.sevdiğin insanlarla sevdiğin işi yapacaksın. ve anlatmış öyküsünü. her konserinin her turnenin onun için nasıl zevkli geçtiğini.
ben de buna çok inanıyorum.hafta sonu mehmetle didim de tekne fotoğraflaması yaparken sabah gün doğumunda sabah ayazında hızla giden teknenin arkasındaki zodyakta ikimiz dipdibe oturmuşuz. hem üşümemeye hem düşmemeye çabalarken fotoğraf çekmeye çalışıyoruz. ama ikimiz de nasıl mutluyuz..

mehmet yukarıda fenerde.. gulsereeeeen diye çağırıyor.hava buz..




burada da dekor yiyoruz.sabah kahvaltı çekimi için hazırlanan sofra bize kaldı.. dekor yiyicileri yine çok mutlu:))

biz de memetle iyi anlaşıyoruz..yani sevdiğiniz bir  insanla sevdiğiniz bir işi yapmak kısaca çok güzel bi şey..paylaşmaca:)