Fabrice sevmiş La vie en pose ismini. Bizim çok sevdiğimiz Fabrice!!! Fransız Kültür'ün en yakışıklı hocası, İstanbul Cihangir Beyoğlu aşığı Fabrice. İstanbul'u biz uyurken gezen, bizden daha iyi bilen Fabrice.
Nenesi gelmişti İstanbul'a. Onu gezdirdi. Tontonötesi nenesi sürekli taksi şöförleri ile muhabbet etmiş!?..Nene muhabbeti el mecbur Fransızca yaptıysa da(!) Fabrice'in Türkçesi yıldızlı pekiyi idi .
Pariste buluştuk. Sarıldık. Çok sarıldık. Onu çok özlemiştik. Özlemiyor musun Istanbul u, bizi diye şımararak sorduğumuz soruyu duyunca geri çekildi. Ciddi ciddi "durun. koruyorum kendimi..nostaljiye düşmek istemiyorum. mahvolurum o zaman " dedi.
O an hatırladım...Çok derinse bir şey, üstünde konuşulmuyor fazla. Acıtıyor Fabrice teki Istanbul özlemi gibi..
Fabrice Paris sokaklarına,Paris gecelerine çok yakışsa da
VOILA!!!
O , İstanbul'u özlüyor. Biz de onu... Hem de BEAUCOUP !!
Güllücüm, ne güzel yazmışsın, ne güzel anlatmışsın... Yalın ve içten...
YanıtlaSilYalın ve içten olan herşey gibi etkileyici... İnsanın içini ısıtan, sendeki yazar duyarlılığını hissettiren cümleler...
Yaz, hep yaz sen !
Sevgiyle, dostlukla, o guzel bakışını bizlere yansıtan yazıların ve fotoğraflarında buluşmak dileğiyle...
Demet P.